22 Aralık 2013

Tayland - Bangkok & Pattaya (1)

Tayland - özellikle de çok kalabalık olduğundan Bangkok -  için ya seversin, ya da nefret edersin demişler.
Ben ise gördüğüm kadarıyla sevdim Tayland'ı; egzotik olmasını, yemeklerini, denizini, masajını. Ayrıca bir o kadar da ucuz olmasını.

Tayland'a kadar, tur acentası ile bir gezim olmamıştı, ama şartlar o dönem ona uygun olduğu için, bu şekilde bir tura katıldım. Hem fiyat hem de ulaşım konularında artıları var ancak, seyahat öncesi araştıran, ziyaret edilecek yerlerin listesini yapan, okuyan ben için, tur biraz beklentinin altında kaldı. Herhalde çok mecbur kalmadıkça, bir seyahat boyunca tura dahil olmam, bireysel turlarıma devam ederim diye düşünüyorum.

İstanbul'dan 9 saatlik direkt bir uçuşla Bangkok'a varıyorsunuz. Bangkok havalimanı büyük, hem içi hem de dışı çok yeşil ve çiçekli. Bugüne kadar gördüğüm en güzel havalimanlarından biri. Duty free açısından da çok zengin bu havalimanı, dönüşte vaktiniz varsa birçok ünlü markanın ürünlerine - uçağınıza geç kalma pahasına, - kendi mağazalarında bakabilirsiniz.

Turumuzun ilk bölümü Pattaya. Bangkok ve Pattaya arası karayoluyla yaklaşık 2 saat.
Bu arada söylemeden edemeyeceğim, Pattaya denince akla farklı şeyler gelse de, ben yapmaya değer birçok farklı şey buldum.

Bunlardan ilki Tayland'ın geri kalanında da rahatlıkla yaptırabileceğiniz masajlar. Ancak yeri gerçekten çok iyi seçmek, her önünüze gelen masaj salonuna girmemeniz gerekiyor. Zira kendinizi çok farklı bir ortamda da bulabilirsiniz! Masaj için kesinlikle Health Land Spa'yı öneririm. Hem temiz, hem tek işi bu. Thai masajı (geleneksel kıyafetlerle yapılan strechinge dayalı bir masaj türü) ve aromaterapiyi şiddetle tavsiye ederim. Üstelik fiyatları o kadar uygun ki. Ne kadar mı uygun: Thai masajı 2 saat 15$!

Pattaya'nın içindeki deniz temiz olsa da, yüzmekten keyif alacağınız bir deniz değil. İki farklı koy var bu şehirde ama ikisi de bence birbirinden kötü. Bu nedenle Mercan adası günübirlik turları çok rağbet görüyor. Sürat tekneleri ile yaklaşık 20 dk.sonunda bu adaya varılıyor. Deniz gerçekten de çok temiz, kum beyaz, plajın arka kısmı ağaçlarla kaplı. Burada gerçekten tropik bir yerde olduğunuzu anlıyorsunuz. Bir Şubat ayında (uzakdoğu seyahatleriniz için en ideali kış mevsimidir - arada kısa sağanaklar olabilir ama ardından çıkan güneş anında bu yağmuru unutturur) Türkiye üşürken, biz sıcak kumlardan serin sulara atlıyoruz. Burada med cezir'e de kendi gözlerimiz ile tanık olduk. Yüzdüğümüz yerde, akşamüstü yürüyorduk :)



 
Deniz çekildikten sonra


Fil safarisi yapılması gereken ayrı bir aktivite. Pattaya'nın biraz dışındaki çiftlik vari yerde, bir filin üzerinde 1 saat geçirmek, ona dokunmak, patates tarlalarının, palmiye ağaçlarının içinden ağır ağır geçip, etrafı seyretmek büyüleyici. Yağmur yağarsa da etkilenmiyorsunuz, çünkü size kocaman bir şemsiye veriyorlar :) Bu çiftlikte safari sonrası ilk defa denediğim yiyecekler de oldu. Biri hindistancevizi içindeki,
hindistancevizi aromalı dondurma, diğeri de soğansı bir tadı olan bir meyve: durian. Bence denemeseniz de olur :)

Fil safarisi

Sadece ben değil, Trip Advisor'da diyor, mutlaka Sriracha Hayvanat Bahçesi'ni görün! Biz burayı turdan bağımsız olarak ziyaret ettik. Otelden bu turu satın aldık. (Ulaşım ve giriş dahil, ayarlaması çok kolay) Birçok hayvan var burada, ama ağırlıklı olarak irili ufaklı birçok kaplan. İster uzaktan seyredin, ister uyuşturulmuş olan kaplanların kafesine girip onlarla fotoğraf çektirin veya yavru bir kaplanı kucağınızda besleyin. Tarif edilemez bir his! Ne yazık ki, günün sonunda hepsi bu kafeslerde hapis oldukları için üzülmeden edemedim...

Kimbilir neler düşünüyor...

Hiç korkmadım :)

Benim olabilir mi!

Son olarak, bana hitap etmese de görmeden dönemeyeceğim bir yer vardı Pattaya'da: Walking Street.
Walking street çok kozmopolit. Her milleten, her yaştan insan var. Bir de orta yaşlı Avrupalı/Amerikalı adamlar ile genç Thai kız kombinasyonları var.

Uzakdoğu'nun Londra'sı :)

Sokak, bir nevi bizim Bodrum, Alanya çarşı içi gibi. Trafiğe kapalı. Bir yanda restoranlar, bir yanda hediyelik eşya dükkanları, bir yanda go-go barlar. Barlar çok rağbet görüyor.




Şehrin içinde temel ulaşım aracı tuk tuk. Pattaya'daki tuk tuklarda minibüsün arkasında açık bir alanda gidiyorsunuz. Fazla para verdiyseniz, ilk anda bizim yaptığımız gibi, kimse size bu ücret fazla üstünü alın demiyor. Hiç şüphesiz en düşük ücreti uzatmanız lazım...

Pattaya'dan çok ucuza başta envai çeşit fil olmak üzere çeşitli hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Ayrıca yine çok ucuza birçok tropik meyveyi tadabilir, bol bol deniz ürünü ama en çok karides yiyebilirsiniz...(kolesterole dikkat!)

Bangkok ayrı bir yazıda...



2 yorum:

  1. Tayland - özellikle de çok kalabalık olduğundan Bangkok - için ya seversin, ya da nefret edersin demişler....

    ne kadar da doğru :) elleirne sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Eren'cim, Tayland'ı iyi bilen biri olarak beğenmene sevindim :)

      Sil